Tuesday, October 23, 2012

Happy Holiday!

Günaydınlar diliyorum.

Altı günlük bayram tatilimiz bugün başladı...Sanıyorum ki bayram heyecanı kaç yaşına gelirsek gelelim her yıl yaşanıyor..Ne mutlu ki, ne şanslıyız ki hala bayramlar heyecanla kutlanıyor...

Ailemden uzakta yaşıyor olduğum için sevdiğim herkesi görebilmem için bu bayram tatili bulunmaz bir fırsat ve güzellik benim için... Her ne kadar özlem gidermek için bir hafta pek de yeterli gibi görünmese de, aç gözlülük yapmayacagım:)

Diliyorum ki herkesin bayramı bol gülmeli, bol aile sıcaklığı ile geçer. Sevdiklerinizle birlikte mutlu bir bayram geçirmeniz dilegiyle...

Bayram dileğimin ardından, sınıflarıma dönuyorum müsaadenizle:)
Pazartesi günü birinci ünitemizden bir quiz olduk sayılarla, yaş sorma/söyleme, boyunu söyleme ve günlerle ilgili... Genel olarak çok güzel sonuçlar elde ettiğimizi söylemeliyim... Elbette beklediğimizden düşük bir kaç puan da almış olabiliriz. Çocuklarıma da söylediğim gibi, İngilizce bir sınavla ilk kez karşılaştılar ve ne yapmaları gerektiğini yeni yeni öğreniyorlar. Sizlerden ricam, eve göndermiş olduğum quizleri inceleyip, adınızla birlikte bir imza atıp okul açıldıgında çocuklarımla okula göndermeniz..

Quizin ardından, ORT'deki ilk kitabımızın hikaye anlatımını bitirdik. Ve hikaye anlatımının ardından cümle ve okuma çalışmaları yaptık. Bayram tatili çok uzun oldugundan hikayemizi unutmalarını istemediğim için tatil ödevi olarak ORT ile ilgili çalışmalar gönderdim. Birinci hikaye kitaplarını da eve gönderdim ve tüm ödevleri göndermiş oldugum kitapla ilgili.

Ödevlerden birisi kağıdın üzerine yapılacak fakat diğeri (hikaye kitabı oluşturma ödevi) renkli karton üzerine yapılacak. Dört resim kesilecek ve hikayedeki sırasına göre renkli bir kartonun üzerine yapıştırılacak. Küçük bir hikaye kitapçığı oluşturmalarını istiyorum sonuç olarak.. Ad/soyad/sınıf bilgilerini bu yaptıkları çalışmanın üzerine yazmalarını hatırlatın lütfen ( genelde hep unutuyorlar)   :)

P.S: Duydum ki çocuklarım çok eğleniyormuş buradan gönderdiğim ekstra aktivitelerle... O zaman daha da bollaştıralım aktivitelerimizi diyorum:) Bugün yola çıkıyorum memleketim Manisa'ya doğru... Sanıyorum ki, iki gün sonra ekstra aktiviteleri buradan göndermiş olurum..Tatilde vakit buldukça hem biraz eğlenirler hem de öğrendiklerini unutmazlar:)

Tekrar iyi tatiller ve iyi bayramlar diliyorum.
Saygılarımla


Friday, October 19, 2012

It's weekend! Yeah:)

İyi akşamlar diliyorum. Hafta sonu için çocuklarıma bu sefer aktiviteler yerine bazı eğlenceli videolar gönderiyorum. 

Not: Pazartesi günü olacak quizimizin konuları günler ve sayılar olacak.

1. Alfabeyi tekrar edelim unutmayalım. Herşeyi yiyen "e" nin şarkısı:)

2. Karaoke yapayım ben diyenlere haftanın günleri şarkısı
 

3. Haftanın günleri bitmek bilmiyor:)


4. Haydi birlikte sayalım!
 

5. Olmadı.... bir kez daha sayalım:)

6. Yine olmamış bir kez daha:)

7. Sayıları biraz abartalım mı? Binler, on binler, hatta milyon:)

8. Peki ya yaşımızı soran olursa?  

Güzel ve keyifli bir hafta sonu diliyorum herkese:)
Saygılarımla


Tüm çocuklar harika doğar, zamanla normale döner...



Yukarıda görmüş oldugunuz filmi sizlere önermek istiyorum. Bir çocugun gelişiminde ve kendini gerçekleştirmesinde ne kadar büyük bir etkiye sahip oldugumuzu, tüm gerçekliği naiflikle adeta suratımıza çarpan bir film. Özellikle tüm eğitimci arkadaşlarıma ve tanıdıgım herkese  bir kez izlemeleri gerektiğini söylerim izledigim andan beri...Umuyorum ki izlerseniz sizi de ilhamlandıracaktır. 

Ayrıca bir yıl önce yazmış olduğum bir yazımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Ve sürç-i lisan ettiysem şimdiden affola diyorum.
Saygılarımla


Düzen  bizleri yaptığı gibi ,onları da tek düze yapar. Düzen kim? Zamanında "düze"nlenenler.  Çevre, okul ama ilk başta aile... 

Bir anne çay partilerinde çocuklarından bahsediyor diyelim. Ağabey-kardeşten birine "çalışkan" der ise farkında olmadan "diğeri onun kadar çalışmıyor" demiş olacaktır. Diğeri çalışkan olmak için motive olmak yerine kendini gerçekleştirmek ister. Eğer ona verilen kimlik çalışkan olmamaksa çalışkan olmamayı çok iyi becerir. Özelde kalmak ister, bunu genel kabul görmüş kurallara tercih eder.

Çocuk hem hayatla tanışmaya çalışıp hem de ne olmak istediğini bilemez, onu hayatta mutlu edecek şeyin ne olduğuna o yaşta karar veremez. Biz eğitim alanında körpe beyinlerini zorlarsak ilham veremeden dayatmayla aşılamaya çalışırsak yani "köşeleri kapatırsak", çocuk boş kalan yer neresiyse orada "kendini arar". Aman aman bitsin de şu dersi geçiyim yeter ki diye yapılan bir resim için de sabahlarız, sabahlamamız için hiç bir sebep yokken haz duyduğumuz şey için de sabahlayabiliriz. İkincisi kesinlikle daha makbul.

Kimsenin başarı hikayesinde şu yoktur... "Çevrem çok güzeldi, bana çok güzel imkanlar sundular benimde bunları gerçekleştirmekten başka çarem kalmadı". Yani "babam bana oku dedi de ondan okudum, adam oldum" demektense "kendi" özel kıvılcımıyla "şunları şunları bu şartlarda ben zorlayarak yaptım" demek daha özgüven tazeleyici bir hikayedir. Az önceki cümlede "ben" kelimesi verdiği hazzın, egonun iyi tarafı olduğunu ve başarının zorunluluk değil seçim olduğu zamanki ilhamının daha fazla olduğu aşikar. Çocuk haz duyduğu şeyde başrol olmalı, onun tercihi olmalı, o istemeli... İstesin ki önündeki engeller, mazeretten çok onu hedefe odaklanmasını kolaylaştıran yardımcı unsurlar olsun.

Çocuk,  ilkokulda resim öğretmeni "hiç bulutun üstünde çiçekler olur mu?" dediğinde "hadi oradan hayal gücün yok senin" diyemez. Masum beyinleri "olması gereken" ile korkutmamalıyız. Çocuk "başkasına" ya da doğru olana  ulaşmaya çalışan bir yarışçı gibi görmemeli kendini. Kendisini eksik hissettirip "eksiklerimi tamamla" fikrini bilinç altına dayatmak çocuğun egosuna müdahaledir.

Ayrım yapmamak, körpe beyinleri köşeye sıkıştırmamak hatta abartı tabirle mecbur bırakmamak gerek. Çocuğu yönlendirmeye çalışmaktan çok "ilham vermek" gerek, çünkü kendi seçimi olduğunda özel olduğunu hisseder ve motivasyonunu sağlar. "Çocuğum olsun resim yaptıracağım, dans okuluna göndereceğim, daha 5 yaşına gelmeden müzik aşılayacağım" demek tehlikeli aslında, ürkütücü, ters tepebilir çünkü. Çoğumuzun hevesi özgün olmak, farklı olmak. Farklı olmak, özel olmak hepimizin içinde var. Güzel sanatlar fakültesinde okuyan grafik aşığı insanlardan çok duyduğum şey şu mesela; beni çizimden soğuttu bu hocalar! Ters bir örnek vermek gerekirse; günümüzde herkesin marjinal görünmeye çalışmasına inat "cool" görünmekte de bir marjinallik aslında. Özel olmak içimizde var, kendimizi gerçekleştirmek...

İlham olmak zor iş. Kitap okumayan anne ve babanın, çocuğa "kitap okumak çok iyidir, okumalısın" demesi hiç inandırıcı değil. Köşeye sıkıştığını hissetmeden, korkmadan, isteyerek öğrenmesini sağlamalıyız. "Resim yap" diyip, belli bir zaman sonra da "biz senden neyi esirgedik" demek en büyük nankörlük aslında. Çocuğa ailenin tercih ettiği şeyi dayatıp sonra da kötü bir gidişatta onu suçlu tutmakta hazırcılık, vicdan durulaması...

Biz misafir olalım başrol ona kalsın. Çocuk evde bulduğu pahası olmayan ıvır zıvırları sokakta kaldırıma dizip satıyorsa, bir şey almadan dilenci gibi para vermeyelim hemen, yada fazla bir para verip üstü kalsın demeyelim. "Bir amca geldi sağolsun hepsinin parasını verdi ama yine de oyuncak almadı" demesin, "evdeki gereksiz şeyleri topladım sattım para kazandım afferin bana" desin. Oyunsa oyun oynayalım, oyunun kurallarını biz bilmiyormuşuz meğersem. Resim yaparken taşırıyorsa "ben sana küçük kağıt almışım" diyelim. Masalsa "iki yol var, sence prenses hangisini seçsin" diyelim. Çorapları beraber ayıralım. Oyuncakları büyüklüklerine göre sırayla toplayalım. Bonibon'un içinden çıkacak sıradaki şekerin rengini tahmin etmeye çalışalım...

Buyurun siz de bu filmden ilhamlanın: Taare Zameen Par ( Like Stars on Earth)

Thursday, October 18, 2012

It's Time!


Good morning

Yıldız Savaşçıları'mın ilk quizleri çok yakında! Incredible English 2 kitabımızın birinci ünitesi olan Let's Make Friends 'de öğrendiğimiz bilgilerimizi sınayacağımız ilk quiz "pazartesi günü" yapılacak. Konular ise, günler, karakterlerimizin isimleri ve sayılar olacak. Sayılar ise yaş sorma ve yaşını söyleme cümle yapısıyla birlikte karşılarına çıkacak. 

Ayrıca bayram tatilinde birinci ünitemizi tekrar edebilecekleri iki çalışma kağıdı göndereceğim çocuklarımla birlikte. Bunlardan biri öğrendiğimiz kelimelerin ve şarkıların sözlerinin yazdığı, diğeri ise kendilerini sınayacakları bir çalışma kağıdı olacak. Lütfen iki kağıdı da özenle ve dikkatle yaptıklarından emin olalım ve okula göndermeden önce sizlere ödevlerini göstersinler ve bittiğine dair sizlerin attığı bir imza ile bana gönderiniz.

Birinci çalışma kağıdında yer alan şarkı sözlerinden bahsettim az önce. O şarkıları dinleyebilecekleri internet sitesinin linkini ve haftasonu aktivitelerini sizlere en geç yarın sabah göndereceğim sizlere...

Saygılarımla:)




Tuesday, October 16, 2012

Finally!


Sonunda döndüm! Bir türlü bitmek bilmeyen yağmurlar ve titreten soğuk hava... Pierogi dışında, bir türlü ilişkimi ilerletemediğim Polonya yemekleri!?! Hisleri ve düşünceleri zorlayan, sorgulatan ve yıpratan bir eğitim programı... Ama tüm eğitim boyunca yaşanan bir o kadar güzel akşamlar,sohbetler ve oyunlar... Bazı aksiliklerin yanında şans eseri katıldıgım October fest... Wroclaw' ın hep hayran kaldıgım güzelliği ve sakinliği... Polonya'nın BİM'i sayılabilecek Biedronka'sı...Buz pateni kariyerimin olmadıgından emin oldugum son buz pateni deneyimim, ve buz pateni yapmaya çalışırken bana durmadan gülen 7-8 yaşlarındaki çocuk!...70'lerin,80'lerin müziklerinin çalındığı, cumartesi günleri ise blues eşliğinde keyifli vakit geçirebileceğiniz, mutlaka gidilmesi gereken Kalambur Art Cafe ve orada karşılaşabileceğiniz film eleştirmenleri, keşfedilmeyi bekleyen şairler/yazarlar, gezginler ... Wroclaw üniversitesinin matematik balkonu ve bu balkondan geçen 17. meridyen... Berlin'in ikinci el eşya satışı yapılan Mauerpark'ı... Orada hava şartları el verdikçe yapılan, ibrahim tatlıses bile söyleseniz, ne kadar kötü söylerseniz söyleyin insanların sizi alkışladıgı ve destek verdiği karaoke partisi ( Kesinlikle deneyim edilmemesi gereken sesimle söyledim ben ve alkışlandım:)!?!... ve Mauerpark'tan aldığım 1950 yapımı o dönemin Alman yazarlarından Anna Seghers'in çantası!!! :), nasıl kullanacağımı daha bilemediğim polaroid fotograf makinem... Friedrichshain'da Simondach Strasse! ve oradaki bir dükkandan aldıgım nerede giyecegimi henuz bilmedigim fil kafası beresi!  

Ve artık devam ediyoruz tüm hızımızla derslerimize! Kendimi çok enerjik hissediyorum ve çocuklarıma kavuştugum için de çok mutluyum!


Wednesday, October 10, 2012

Brrrr!

Merhabalar!

Cuma gununden beri ulaşımla ilgili, kaldıgım otellerle ilgili sıkıntılar yaşıyordum. Ve bu nedenle daha önceden belirttigim gibi takip edemedigim için affınıza sıgınıyorum..
Şuan Polonya'da Krzyzowa'dayım ve eğitimim tüm hızıyla devam ediyor. Size neler yaptıgımdan biraz bahsetmek istiyorum. Gezime Berlin ile başladım ve iki gün Berlindeydim. Şansıma Oktober Fest. adında bir festival vardı ve biraz eğlenme şansı yakaladım:) Fakat hava gerçekten soguk ve yağmurluydu, o yüzden şehirde kaybolma fikrimi gerçekleştiremedim.  Yine de görmek istediğim birkaç yere gittim. Brandenburg Kapısı, Berlin Katedralı, Rathaus, Nicola Museum, Tv kulesi gibi:) 
Sonrasında ise Pazar günü Polonya'ya doğru yola çıktım ve eğitimimiz pazartesi günü başladı. Katıldıgım bu eğitim geçen yıl katıldıgım eğitimin ikinci ve de son bölümü. Bu eğitimi de tamamladıktan sonra eğitmenlik sertifikası alacagım. Şunu söylemeliyim ki gerçekten yorucu ve yıpratıcı bir program. Yine de keyifliyim, çünkü kendi alanımda yapabileceklerim hakkında ilhamlanıyorum her an... Hava çok soğuk ve kaldıgım yer neredeyse hiç kimsenin yaşamadığı izole edilmiş bir eğitim alanı...Sakinliği huzur verici olsa da imkanlarım gerçekten kısıtlı. O yüzden tekrar ne zaman yazabilirim bilemiyorum... 

Saygılarımla


Thursday, October 4, 2012

Berlin, Wroclaw,Krzyzowa and Gorlitz! I can't wait!:)

Merhabalar!

Türkiye'den göndermiş olacağım son post bu... Bu siteye öğrencilerim de baktığı için, buralarda olmadıgım günlerde de neler yaptıgımı paylaşacagım sizlerle... Eminim ki merak edecektir çocuklarım:) Bu bizim birlikte geçireceğimiz bir yılın günlüğü ve bu günlüğümüzü aslında tek taraflı kullanmayı pek düşünmüyorum...Hazır olun çünkü Türkiye'ye döndüğümde sizler de çocuklarım da bu blogun sahibi olacak:)

Peki bugün dersimizde neler yaptık hemen anlatmaya başlayayım.
Incredible English kitabımızın öğrenci kitabının 6. sayfasındaki iki alıştırmayı yaptık. Sayıları tekrar ettik ve daha edeceğiz de...

Ödev olarak ise eve iki kagıt gönderdim. Birisi picture cards diğeri ise word cards...Birinde resimler diğerinde ise kelimeler var. Çocuklarım bu iki kagıttaki kelimeleri ve resimleri kesecekler. Sonra ise defterlerine kelime ve resimleri doğru bir şekilde eşleştirip yapıştıracaklar. En son olarak da resimleri boyayacaklar...Bu ödev pazartesi günü getirilecek...

Haftasonu ödevi olarak, hazırlık yapmam gerektiğinden henüz aktivite araştırmaya fırsatım olmadı. Ancak Berlin'e gidip yerleştikten ve internet bulduktan sonra hemen araştırıp sayılarla ilgili aktiviteler göndereceğim.

Bu sürede eğer karşılaştıgınız bir aksilik söz konusu olursa lütfen beni dgdokurlar@gmail.com adresine mail atarak bilgilendiriniz.

Not: 2/C sınıfı öğrencilerim defterlerini eve götürmüşler öğretmenimizden bugün öğrendim...Evdeki defterlerden kareli ve kalın olan defter ingilizce defteri olacak..Lütfen isimlerini ve ders ismini defterin üzerine yazsınlar ve yarın okula getirsinler...Çünkü Burcu öğretmenimiz onlara bazı yazılar yazdırabilir.  Tabiki haftasonu eve getirmeyi unutmasınlar çünkü yukarıda bahsettigim ödevi defterlerine yapacaklar.

Saygılarımla
İngilizce Öğretmeni Dilara G. Dokurlar

Tuesday, October 2, 2012

Polonya Yolcusu!

Merhabalar!

Sizlerle kendimle ilgili bir gelişmeyi paylaşmak istiyorum. 5 ekim Cuma gününden 13 Ekim'e kadar Avrupa Komisyonu Gençlik Girişimleri Programı tarafından organize edilen Polonya'da gerçekleştirilecek olan bir eğitim programına katılacağım. 6 farklı ülkeden gelecek olan katılımcılar içinde Türkiye'yi temsil etmek üzere gidiyorum. Bu süreçte İngilizce derslerimiz kesinlikle aksamayacak endişeniz olmasın:) Başka bir İngilizce öğretmenimiz tüm derslere benim yerime devam edecek. Yurtdışında bulundugum sürede elimden geldigince sizi buradan bilgilendirmeye devam etmeye çalışacagım. Orada almış oldugum eğitim ile birlikte derslerimde kullanmak üzere birçok farklı teknikten ilham alarak derslerimi daha zengin hale getireceğimden şüphem yok:) Bu yüzden tatlı bir heyecan içindeyim ve bu heyecanımı sizlerle paylaşmak istedim. Devamlı olarak bilgilendirme yapamadıgım günler olursa eğer şimdiden sizlerin anlayışınıza sığınıyorum.

Not: Sizlerle tanışmak benim için büyük bir keyifti. Umarım ki sizleri daha sık görüp sohbet etme imkanım olur.

İyi günler diliyorum
Saygılarımla:)